top of page

Önsöz

Her çocuk bir kitaptır. Her çocuk, özenle yazılmış ve tek baskısı olan bir kitaptır. Bu kitaplar birbirine benzemez, kalıplara sığmaz. Her biri kendine ait bir hikâye, duygu ve iç dünyayla gelir. Biz yetişkinler – anne babalar, okul öncesi eğitimciler ve öğretmenler – bu kitabı okumakla sorumluyuz. Ama bu öyle bir okuma ki; sadece kelimelerle değil, bakışlarla, sessizliklerle, duruşlarla olur. Çocuklar kendilerini her zaman açıkça ifade edemez. Ama davranışları, yüz ifadeleri ve beden dilleri bize fısıldar: “Beni böyle anla.”
Bu yüzden İlm-i Sima – yüz ve beden dilini okumak – bizlere çocukları tanımada yardımcı olabilir. “Çocuklar beyaz bir sayfadır, biz doldururuz” anlayışı yanlıştır.

Temiz olmak, boş olmak demek değildir. Çocuklar öğrenmeye geldikleri kadar, öğretmeye de gelirler. Çocuklar sezgileri, yaratıcılıkları ve içtenlikleriyle bize aynadır. Görevimiz, onları değiştirmek değil; dikkatle okumak ve anlamaktır. Bu yolculukta çocuk yalnız değildir. Kendini tanıma süreci, bir yetişkinin rehberliğiyle derinleşir. Anne babalar, okul öncesi eğitimciler ve öğretmenler olarak en önemli görevimiz: Çocuğun yanında yürümek. Hazır cevaplar vermek değil; dinlemek, hislerine alan açmak, birlikte büyümek. Çocuklar anlaşılmak ve olduğu gibi kabul edilmek ister. Bu bağ kurulduğunda sadece kendilerini tanımazlar – sevildiklerini de hissederler.

Her çocuk farklıdır. Aynı evdeki kardeşler bile farklı duygular, tepkiler ve ihtiyaçlar taşır. Herkesten aynı davranışı beklemek, çocuğun iç sesini kaybettirebilir. Bu kitap, her çocuğun kendi süper gücünü keşfetmesi için yazıldı. Etkinlikler, karaktere ayna tutar – ama en anlamlı hâline, yetişkinin rehberliğiyle gelir. Her çocuğun kilidide farklıdır ve getirdiği anahtar da kendine özeldir. Bu kitap, kapılar açmak için var. Sen de kendi anahtarınla hoş geldin. “Kendi kilidini kendi anahtarınla aç – çünkü sen özelsin.”

Senin Süper Gücün Ne?

Artikelnummer: 2000052866867
29,00 €Preis
inkl. MwSt.
Anzahl
  • Bu kitabı okurken kendimi tanımaya başladım. Yüz şeklim, göz rengim, saç yapım. Tüm bu özellikler beni anlamaya giden yolda birer ipucuymuş aslında.
    Kitaptaki karakterler ve yöntemler sayesinde hem kendime hem de başkalarına daha dikkatli bakmayı öğrendim.
    Ama şunu da fark ettim: Hiçbirimiz sadece bir kalıptan ibaret değiliz. Evet, bu kitap bize yol gösteriyor, düşünmemizi sağlıyor, rehber oluyor. Ama tanımak, sadece bir sonuca varmak değil; birini gerçekten merak etmek ve onu olduğu gibi kabul etmeye açık olmak demekmiş.
    O yüzden diyorum ki: Birbirimizi anlamaya çalışmaktan asla vazgeçmeyelim. Beni sadece dış özelliklerimle değil, duygularımla, düşüncelerimle de görün. Güçlü yanlarımı destekleyin, zorlandıklarımda yanımda olun. Ve en önemlisi beni “olduğum gibi” sevin. Çünkü ben bu halimle değerliyim.
    Kitap bitti ama yolculuğum devam ediyor. Her gün biraz daha kendimi, biraz daha sizi tanımaya devam edeceğim.
    Sevgili Çocuğunuz!

bottom of page